Tiflis’e gitmeden önce, açıkçası bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim. Gürcistan deyince insanın aklına çok fazla şey gelmiyor başta, ama Tiflis gerçekten farklı bir dünya. Ne tam Avrupa gibi ne de klasik bir Asya şehri — tam ortada, kendine has, sıcak ve ilginç. Eğer değişik kültürler, güzel yemekler, tarihi sokaklar ve biraz da alternatif şehirler ilgini çekiyorsa, Tiflis kesinlikle listene eklemen gereken bir yer.

Şehir hem tarihiyle hem de günümüz havasıyla çok katmanlı. Bir yanda eski taş binalar, kiliseler, hamamlar; diğer yanda modern kafeler, sokak sanatı, gençler, müzik. Sokakları yürürken sanki geçmişle günümüz iç içe geçmiş gibi. Her köşe başında bir şey keşfediyorsun. Ve en güzeli: insanlar çok sıcakkanlı. Dil bilmesen bile bir şekilde anlaşıyorsun, biri illa ki yardım ediyor.

Tiflis’in mimarisi, yemeği, sokakları bir yana; bence orayı özel yapan asıl şey şehrin enerjisi. Çok rahat, çok samimi bir havası var. Kalabalık ama bunaltıcı değil, eski ama sıkıcı hiç değil. Hem uygun fiyatlı bir rota arayanlar için de süper. Gürcistan vize istemiyor, uçak bileti de çok pahalı değil. Ha bir de unutmadan söyleyeyim: yemekler efsane!

Bu rehberde sana Tiflis’e gittiğinde görmeden dönmemen gereken yerleri, küçük tüyoları ve şehirde nasıl vakit geçirebileceğini anlatacağım. Hazırsan başlayalım!

Tiflis Nerede? Nasıl Gidilir?

Tiflis, Gürcistan’ın başkenti ve en büyük şehri. Haritada Türkiye’nin kuzeydoğusuna doğru baktığında hemen karşına çıkar. Özellikle Karadeniz bölgesine yakın şehirlerden kara yoluyla ulaşım mümkün olsa da, en pratik ve konforlu yol tabii ki uçakla gitmek. Üstelik Gürcistan, Türkiye vatandaşlarından vize istemediği için pasaport derdi de yok — kimliğini al, uçağa atla, 2 saatte bambaşka bir coğrafyadasın.

İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerden Tiflis’e direkt uçuşlar bulunuyor. Uçak bileti arayışına girdiğinde ise Bilet.com tam bir kurtarıcı. Farklı hava yollarını tek ekranda karşılaştırmak, sana en uygun fiyatlı ve en uygun saatli bileti seçmek gerçekten birkaç dakikalık iş. İster mobil ister masaüstünden, birkaç tıkla biletini alıp yolculuk planını netleştirebilirsin. Hele bir de kampanyaları takip ediyorsan, Tiflis’e gayet ekonomik bir kaçamak yapmak mümkün.

Yani özetle: Tiflis sana uzak değil, hatta düşündüğünden çok daha yakın. Hem tarihi dokusuyla hem enerjisiyle sana “iyi ki gelmişim” dedirtecek bir şehir. Uçak biletini şimdiden Bilet.com’dan ayır, keşif başlasın!
 
 

Tiflis’e Ne Zaman Gidilir?

Tiflis yılın her döneminde farklı bir ruh taşıyor ama seyahat tarzına göre “en ideal zaman” değişebilir. Şehirde karasal iklim hâkim, yani yazları sıcak, kışları soğuk ama her mevsimin kendine göre güzelliği var. Hadi birlikte bakalım, Tiflis’e ne zaman gitmeli?
Her mevsimin kendince bir havası olsa da, Tiflis’e gitmek için en ideal dönem kesinlikle ilkbahar ve sonbahar ayları.

Özellikle Nisan-Mayıs ve Eylül-Ekim ayları, hava koşulları açısından hem konforlu hem de şehir en canlı halini yaşıyor. Ne çok sıcak ne çok kalabalık, tam tadında. Üstelik uçak bileti fiyatları da yaz kadar yüksek olmuyor. Bu dönemlerde Bilet.com üzerinden erkenden bilet alırsan hem avantajlı fiyatlar yakalarsın hem de planını rahatça yaparsın.
 
Kısacası; Tiflis’i keşfetmek istiyorsan, ilkbaharda git “yeniden uyanan” bir şehirle tanış, sonbaharda git “renklerin şehri”ni yaşa. Seçim senin!

Tiflis’e Kaç Gün Ayırmak Gerek?

Tiflis öyle devasa bir şehir değil ama küçük de sanma — hem tarihi hem kültürel anlamda dolu dolu bir yer. Her köşesinde başka bir hikâye, her sokağında başka bir detay var. “Sadece bir günde gezerim” diyenlere denk geldim ama bence o, Tiflis’in ruhunu hissetmek için pek yetmiyor.

Şehri hakkıyla keşfetmek, keyifli bir tempoyla gezmek ve biraz da oturup sokaklarda vakit geçirmek istiyorsan Tiflis için en az 3 gün ayırmanı tavsiye ederim.

3 gün boyunca hem eski şehri gezebilir, tarihi yapıları görebilir, teleferikle Narikala Kalesi’ne çıkabilir hem de ünlü sülfür hamamlarını deneyimleyip Gürcü mutfağının tadını doyasıya çıkarabilirsin.

Eğer vaktin varsa ve Tiflis dışına da bir göz atmak istersen (mesela Kazbegi, Mtskheta gibi günübirlik destinasyonlar planlıyorsan), o zaman 4 ya da 5 gün ideal olur. Böylece hem şehir içini hakkıyla gezmiş olursun hem de çevresindeki doğa harikalarını da görme fırsatın olur.

Kısacası:
  • 1-2 gün: Yüzeysel bir keşif, koştur-koştur gezmek isteyenlere.
  • 3 gün: Tadında bir tempo, hem gez hem dinlen.
  • 4-5 gün: Tiflis + çevresi = tam anlamıyla Gürcistan havası!

Tiflis Gezilecek Yerler

Tiflis’i keşfederken şunu fark ediyorsun: Şehir bir yandan geçmişin izlerini taşırken, diğer yandan çağdaş dokunuşlarla adeta yeniden doğmuş gibi. Her köşesi başka bir ruh, başka bir hikâye... İşte Tiflis’e gidince "İyi ki gelmişim" dedirten, gözden kaçmaması gereken 5 yer:

Narikala Kalesi


narikala kalesi tiflis

Tiflis’in silüetini tamamlayan yerlerden biri. Şehrin tam ortasında, yüksek bir tepede yer alıyor. Kaleye çıkarken ya yürüyüş yapabiliyorsun (biraz efor istiyor ama manzara her şeye değer), ya da teleferikle çıkabiliyorsun — o da ayrı keyifli. Zirveye vardığında şehre kuşbakışı bakmak, özellikle gün batımında... anlatılmaz yaşanır! Kale aslında MS 4. yüzyıldan kalma ve zamanla Araplar, Persler, Gürcüler derken birçok medeniyet tarafından genişletilmiş. Bugün hâlâ ayakta oluşu, tarihe ne kadar dirençli olduğunun kanıtı gibi. Fotoğraf çekeceksen hafif yukarıdan pozlar efsane oluyor, benden söylemesi!

Barış Köprüsü (The Bridge of Peace)


barış kalesi tiflis

İlk gördüğümde “Burası Tiflis mi gerçekten?” dedirten yerlerden biri. Eski şehirle yeni şehir arasında uzanan bu modern, cam ve çelikten yapılmış yaya köprüsü, Tiflis’in ne kadar değiştiğinin bir sembolü gibi. Özellikle akşam saatlerinde altındaki ışıklandırmalarla adeta parlıyor. Şehrin modern yüzünü temsil ediyor ama bir yandan da tarihi dokunun tam ortasında duruyor. Kulağa çelişkili geliyor ama tam da bu yüzden etkileyici. Köprünün ortasında durup bir yanda Narikala Kalesi’ne, diğer yanda Kura Nehri’ne bakmak… Gerçekten başka bir his.

Eski Tiflis (Old Tbilisi)


eski tiflis

Tiflis’in kalbi bence burada atıyor. Arnavut kaldırımlı sokaklar, rengârenk balkonlu evler, köhne ama büyüleyici yapılar… Bir kafede oturup gelen geçeni izlemek bile başlı başına keyif. Abanotubani bölgesindeki sülfür hamamları (evet, Tiflis'in ismi bile “sıcak su”dan geliyor), Gürcü mutfağından kokular yükselen restoranlar ve geleneksel mimarisiyle burası tam bir zaman yolculuğu gibi. Özellikle sabah erken saatlerde ya da gün batımında dolaşmak ayrı bir huzur veriyor. Burayı görmeden Tiflis’e geldim denmez.

Sülfür Hamamları (Abanotubani)


sülfür hamamları

Tiflis’in belki de en kendine özgü noktası! Bu hamamlar doğal sülfür kaynaklarından besleniyor ve suyun kendine has bir kokusu var — evet, biraz yoğun ama alışınca insan seviyor. Özellikle kışın sıcacık bir hamam keyfi yapmak, o tarihi taş kubbeli odalarda zaman geçirmek çok rahatlatıcı. Eskiden kralların ve şairlerin uğrak yeriymiş, hatta Puşkin bile burada yıkanmış. Şehir yürüyüşünden sonra ayaklarını dinlendirmek ve biraz “şımarmak” istiyorsan, bence kesinlikle bir seans ayırmalısın.

Sameba Katedrali (Holy Trinity Cathedral)


sameba katedrali tiflis

Şehirdeki en görkemli yapılardan biri. Hem büyüklüğü hem de mimarisiyle gerçekten etkileyici. 2004’te tamamlanmış ama sanki yüzyıllardır oradaymış gibi hissettiriyor. Tiflis’in hemen her noktasından görülebiliyor zaten. İçine girince ise o geniş kubbe, sessizlik ve hafif tütsü kokusu insana huzur veriyor. Dışarıdan bakınca etkileyici, ama içeri girince bambaşka bir atmosfer. Özellikle sabah saatlerinde gidersen daha sakin oluyor, mistik havasını daha çok hissediyorsun.

Mtatsminda Park ve Tepe Manzarası


mtatsminda park tiflis

Tiflis’i yukarıdan görmek istiyorsan ama Narikala yetmediyse, seni Mtatsminda Tepesi’ne alalım. Buraya hem yürüyerek çıkabilirsin ama bence en keyiflisi finikülerle gitmek — o kısa yolculuk bile başlı başına bir deneyim. Tepeye vardığında seni hem lunapark gibi küçük eğlence alanları karşılıyor, hem de şehri 360 derece görebileceğin harika bir manzara. Özellikle akşam saatlerinde gidip, gün batımında aşağıya bakmak… Hani bazen şehirden uzaklaşınca daha çok seversin ya, tam öyle bir yer. Bir de burada tatlıları meşhur bir restoran var, gözüm kapalı öneririm.

Fabrika Tiflis


fabrika tiflis

İçinde hosteller, sanat galerileri, ikinci el dükkânlar, kahveciler, barlar, atölyeler barındıran yaratıcı bir alan. Eskiden tekstil fabrikasıymış, şimdi şehrin en havalı sosyal merkezlerinden biri. Daha genç, daha alternatif bir vibe arıyorsan burası tam senlik. Grafitilerle süslenmiş avlusu, minik butik dükkânları ve akşamüzeri cıvıldayan kafeleriyle kendini Tiflis’in “hipster” sahnesinde buluyorsun. Ben kahvemi alıp açık avluda oturmayı çok sevmiştim. Yerellerle kaynaşmak, biraz dinlenmek ya da sadece ortamı gözlemlemek için bile ideal.

Rustaveli Caddesi


rustaveli caddesi

Tiflis’in ana arteri diyebiliriz. Hem alışveriş yapmak isteyenlere, hem “şehir hayatını gözlemleyeyim” diyenlere göre. Sağlı sollu dizilmiş tarihi binalar, kitapçılar, sanat galerileri ve kafeler arasında yürümek çok keyifli. Burası Tiflis’in modern yüzü ama hâlâ içinde geçmişin izlerini barındırıyor. Akşam saatlerinde yerel halk yürüyüşe çıkıyor, sokak müzisyenleri çalıyor, insanlar kafelerde sohbet ediyor... Yani sadece bir cadde değil, şehrin canlı damarlarından biri.