Üstelik ulaşım da düşündüğünüzden kolay! Uçak ya da otobüs fark etmez. Bilet.com sayesinde en uygun fiyatlı uçak bileti veya otobüs bileti bulması çok kolay. Kısacası siz sadece rotanızı belirleyin, gerisini kolayca halledin. Çünkü Konya, bir şehirden daha fazlası; huzuru, tarihi ve Anadolu misafirperverliğini bir arada sunan, kendine has bir deneyim. Hazırsanız, gelin birlikte Konya’da nereler gezilir sorusunun cevabını adım adım keşfedelim.
Konya Gezilecek Yerler Listesi
Bir gününüzü Alaeddin Tepesi’nde tarihle iç içe geçirip, ertesi gün Sille sokaklarında geçmişin izini sürebilirsiniz. İster günübirlik bir kaçamak, ister hafta sonu tatili planlayın; Konya gezilecek yerler listesi sizi şaşırtacak kadar zengin.Mevlana Müzesi ve Türbesi
Konya’nın kalbinde, mistik atmosferiyle ziyaretçilerini karşılayan Mevlâna Müzesi ve Türbesi, şehre gelenlerin mutlaka uğradığı bir durak. Yeşil Kubbe’nin altında dolaşırken, Mevlevî geleneğine ait eski el yazmaları, musiki aletleri ve diğer değerli objelerle adeta zamanda kısa bir yolculuğa çıkıyorsunuz. 1274 yılında inşa edilen türbe, Mimar Tebrizli Bedrettin’in zarif dokunuşlarıyla şekillenmiş ve “Kubbe-i Hadra” olarak da anılıyor. Müze her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor ve içerideki sessizlik ile huzur, şehrin gürültüsünden bir anda uzaklaşmanızı sağlıyor.
Selimiye Cami
Konya’nın merkezinde, Mevlâna Müzesi’ne birkaç adım uzaklıkta, Osmanlı klasik mimarisinin göz alıcı örneklerinden biri olan Selimiye Camii sizi karşılıyor. 16. yüzyılda II. Selim’in emriyle yapılmış olan bu cami, devasa kubbesi ve zarif minareleriyle hem göze hem ruhunuza hitap ediyor. İçeri girdiğinizde, kalem işi süslemeler ve taş detaylar sizi adeta tarih içinde bir yolculuğa çıkarıyor.Çatalhöyük Antik Kenti
Konya gezinizde biraz zaman ayırıp şehrin biraz dışına ama kesinlikle değer bir yere gidiyoruz: Çumra ilçesinde yer alan Çatalhöyük Neolitik Kenti. Bu alan, tam anlamıyla “insanlık tarihinin erken günlerine” açılan kapı gibi; M.Ö. 7400’lü yıllardan başlayıp uzun yıllar boyunca yerleşim görmüş, üzerine tarih kitaplarının sayfalarının ötesinde bir gerçeklik taşıyan bir yer.
Konya Tropikal Kelebek Bahçesi
Konya’ya biraz “yeşil dokunuş” katmak isterseniz, şehrin merkezinden biraz dışa çıkarak bu keyifli mekanı ziyaret etmek harika bir fikir. Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, 2015’te açılmış ve sert karasal iklimiyle bilinen Konya’da tropikal iklim şartlarını özel olarak sağlayan nadir yerlerden biri.Bahçede yaklaşık olarak 45’in üzerinde farklı kelebek türü ve 10 bin civarında uçan canlı yer alıyor. Ayrıca 195’e yakın bitki türüyle birlikte, kelebeklerin doğal yaşam alanlarında uçuşlarını gözlemleme şansınız var.
Kyoto Japon Parkı
Konya’da biraz huzur arıyorsanız, tam anlamıyla “şehirden kaçış” hissi verecek bir yer: Kyoto Japon Parkı. Şehrin merkezinden çok uzaklaşmadan, doğayla, Japon bahçe estetiğiyle tanışabileceğiniz bu park; aslında Kyoto (Japonya) ile kurulan kardeş şehir ilişkisini simgeleyen özel bir alan.
Park yaklaşık 30‑36 bin m²’lik bir alana yayılmış durumda. Göletler, taş ve ahşap köprüler, bambu ve sakura ağaçları, çay evi ve zen bahçesi gibi Japon bahçesi unsurlarını burada görebilirsiniz. Göletin etrafında yürürken kuş sesleri, suyun akışı ve yeşilin tonları arasında kendinizi bir iki saatliğine şehirden uzaklaşmış gibi hissediyorsunuz.
Alaeddin Tepesi ve Alaeddin Camii
Şehir gezisinde biraz nefes almak, tarih ile manzara arasında keyifli bir mola vermek isterseniz, Konya’daki Alaeddin Tepesi ve Camii tam size göre bir durak. Şöyle bir düşleyin: şehrin merkezinde yükselen bir tepeye çıkıyorsunuz, etrafınızda ağaçlar, altınızda Konya’nın çatıları ve gökyüzü. Bu durak, sadece güzel bir fotoğraf noktası değil, aynı zamanda geçmişin iziyle dolu bir yer.
İnce Minareli Medrese
Konya’nın tarihî dokusunun en zarif parçalarından biri İnce Minareli Medrese. 13. yüzyılda, Sâhip Ata Fahreddin Ali adlı vezir tarafından inşa ettirilmiş olan yapı, o dönemin eğitim kurumlarından biriymiş ve günümüzde eski taş ve ahşap eserlerin sergilendiği bir müze olarak hizmet veriyor.Medresenin “ince minare” diye anılmasının sebebi ise kuzey‑doğu köşesinde yükselen, tuğla örgülü ve zarif işçiliğe sahip minaresi. Zaman içinde yıldırım düşmesi gibi olaylarla zarar görmüş olsa da (1901’de minarenin üst kısmı yıkılmış.) yapının mimarî güzelliği hâlâ göz alıcı.
Sille Köyü
Konya’nın biraz dışında, ama kolayca ulaşabileceğiniz bir huzur durağı var: Sille Köyü. Şehrin hareketli temposundan kaçıp taş evler, tarihi dere ve sessiz sokaklar arasında kısa bir mola vermek isteyenler için birebir. Bu köy, yaklaşık 5.000 yıllık geçmişe sahip olan ve Roma’dan Bizans’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar pek çok medeniyeti barındırmış bir yerleşim.
Ziyaret ettiğinizde sizi karşılayanlar arasında, vadide akan berrak dere, karşısında tarihî taş köprüler ve Sille taşından yapılmış konaklar var. Yürürken hissedeceğiniz o “zamandan kopma” hissi, köyün dokusu sayesinde kendiliğinden geliyor. Ayrıca burada, Hristiyanlık döneminden kalma Aya Elena Kilisesi gibi yapılar ile Osmanlı dönemi camileri, hamamları ve çeşmeleri bir arada bulabileceğiniz için “Konya’da nereler gezilir?” listesinde mutlaka yer almalı.
Tarihi Bedesten Çarşısı
Konya’nın her köşesinde tarih fısıldar, ama ticaretin nabzının attığı bu yer gerçekten ayrı bir deneyim: Tarihi Bedesten Çarşısı. Şehrin merkezinde, yaklaşık 2. 000 yıllık ticari mirasa sahip bu çarşı, Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinden günümüze uzanan bir alışveriş hikâyesi sunuyor.
Tuz Gölü
Konya sınırları içinde de payı olan Tuz Gölü, sadece büyük bir doğal manzara sunmakla kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’nin en çarpıcı doğa duraklarından biri. Göle doğru yöneldiğinizde karşınıza çıkan şeyler: geniş, suyu sığ alanlar; yazın büyük ölçüde buharlaşmış, yer yer parlak beyaz tuz tabakaları; ve kuşlarla dolu sessiz, uçsuz bucaksız bir panorama.