Karadağ Ұшу билеттері

Karadağ Hakkında

Dikişlerden patlamış gibi duran heybetli dağları, nefes kesen plajları ve olağanüstü yerel halkıyla ufacık Karadağ, iyi şeylerin küçük paketlerde geldiğini kanıtlıyor.

Yabanileşin

Plajlar Doğu Avrupalı turistlerle dolduğunda cesur gezginler turist ordularını bir kenara bırakıp Durmitor ve Prokletije’deki engebeli dağlara, Biogradska Gora’nın ilkel ormanlarına ve sıradan bir Karadağlının günlük hayatında gittiği kasaba ve köylere gidebilirler. Tek başınıza yürüyüş, at binme, dağ bisikleti veya kayak yaparak bilinmeyen bir yerlere gidebilir, bunu kendi başınıza yapabilirsiniz. Buna karşın, bu ülkede kurtların ve ayıların unutulmuş köşelerde şu an bile pusuda beklediklerini yine de unutmamak gerekir.

Neden Karadağ’ı Seviyorum

Tamara Sheward, Yazar

Eğer dünya bir oyun sahnesiyse Karadağ bu sahnede en dramatik hareketleri yaparak, kasılarak yürür. Burada bulunmak en ufak bir sıkıntı dahi vermiyor. Ruhunuzu canlandıran dağlarının ortamından ve cezbedici sahilinden tutkulu halkına ve canlı tarihine kadar burası karizması olan bir ülke. Olağanüstü muhteşem manzarasından, dev yaylalarından ve çok sert rakısından (rakija) dolayı içten gelen dürtülerle buraya kaç kere geldiğimi hatırlamıyorum. Ne kadar sık gelirsem geleyim Karadağ her zaman beni şaşırtıyor.

Sıcak Bir Karşılama

Birinin yeni turistik yer olarak Karadağ’ı tavsiye etmemesiyle karşılaşmak neredeyse imkansız. Ve ülke haklı olarak bu ilgiden zevk duymasına rağmen insanları her zaman olduğu gibi içten, muhabbetli ve çekici olarak kalmaya devam ediyorlar. Yeni gün yüzüne çıkan seyehat duraklarından farklı olarak, kavgacı ve sahtekar ziyaretçiler Karadağ’a pek uğramıyorlar. Genelde muhtemelen sıkıcı çığırtkanlardan çok sıkı bir kucaklamayla karşılanırsınız. İster yayla misafirperverliği ister sahil arkadaşlığı arıyor olun, cana yakın bir karşılama yaşayacağınıza ve bu halkın beslemeyi çok sevmesinden dolayı en az 5 kilo alacağınıza emin olabilirsiniz.

Uçlarda Yaşamak

Roma İmparatorluğunun 1600 yıl önce ikiye bölünmesinden beri Karadağ doğu ile batının sınır çizgisinde bulunmaktadır. Roma evlerinin mozaik zeminlerinde, gösterişli şekilde boyanmış manastırlarında, süslü Katolik kiliselerinde, şık cami minarelerinde ve bu topraklar için savaşan birçok güç tarafından yapılmış sağlam kalelerinde Karadağ’ın kültürel zenginliği görülebilir. Sonra doğu ve batı bloklarından bağımsız, bağlantısız 50 yıllık bir komunist devlet mirası bulunmaktadır. Avrupa’nın sadece tarihiyle ilgilenenler için bile burası büyüleyici bir yerdir.

Kara ve Denizin Kucaklaştığı Yer

Tepeden tırnağa toplam 300 km bile olmayan sahil şeridi Avrupa’nın çoğu muhteşem deniz kenarı manzaralarını barındırmaktadır. Dağlar insanın gözünde büyüyerek berrak sulara uzanmaktadır. Tarihi duvarlarla çevrili kasabalar kayalara tutunuyor ve sanki tatildeymişler gibi ayaklarını suya batırıyorlar. Yaz mevsiminde bütün sahne vahşi bitkiler, kozalaklı ağaçlar ve ağaç çiçeklerinin kokularıyla yıkanıyor. Bütün bunlar ve daha fazlası, Gallerin yüzölçümünün 3’te 2’si büyüklüğünde olan bir yer için özetlendi.